Güncel
ABD’yi karşımıza alabilir miyiz?
Günümüz dünyasında siyasilerin kaderi Amerika’dan çizilebilir fakat sahici bir liderin kaderini ancak kendi milleti belirler. Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı zamanda kendisine de biçilen bu kaderi kabule yanaşmadığı için bütün okların hedefi.
KurtuluÅŸ Tayiz - AKÅžAM
Türkiye’nin bekasını tehdit eden terör örgütlerine ABD desteÄŸinin sürmesi, Ankara’yı zor bir ikilemle karşı karşıya getirdi. PKK/PYD’ye giden mühimmat TIR’ları, FETÖ liderinin Pensilvanya’da ağırlanması, Ä°ncirlik üssündeki ABD’li komutanların 15 Temmuz darbe giriÅŸimine dahil olması ve yeni BaÅŸkan Trump’ın mevcut gidiÅŸatı deÄŸiÅŸtirememesi Ankara’yı, ABD’yle ilgili son derece zor kararlar almaya itiyor. Akıllara takılan soru ÅŸu: Ankara, gerektiÄŸinde ABD’yi de karşısına alabilir mi?
ABD’lilerin bu soru hakkında ne düşündüğü çok önemli. Beyaz Saray, Pentagon ve DışiÅŸleri’nin deÄŸerlendirmesi “Ankara’nın her ÅŸartta ABD’ye baÄŸlı davranacağı ve Washington’u gözden çıkaramayacağı” yönünde. “Her ÅŸartta” kısmına, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden terör örgütü PKK/PYD’ye askeri ve siyasi destek de giriyor. Washington, Türkiye’nin ABD’ye duyduÄŸu ihtiyacın kendilerinin Türkiye’ye duyduÄŸu ihtiyaçtan fazla olduÄŸunu düşünüyor.
DeÄŸerlendirme böyle olunca, kendini deÄŸiÅŸtirmesi gereken taraf da Washington deÄŸil, haliyle Ankara oluyor. Beklentileri, Ankara’nın ABD’nin bölgedeki projelerine ayak uydurması. ABD, PKK/PYD’yi destekliyor ve Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devleti kurmaya çalışıyorsa, Ankara’ya düşen de buna uygun davranmaktan ibaret. ABD’ye ayak uyduramayanları bekleyen ise ya Yargı darbesi, ya Gezi’de olduÄŸu gibi Turuncu devrim veya son örneÄŸini 15 Temmuz’da yaÅŸadığımız gibi bir darbe giriÅŸimi.
Günümüz dünyasında siyasilerin kaderi Amerika’dan çizilebilir fakat sahici bir liderin kaderini ancak kendi milleti belirler. CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, aynı zamanda kendisine de biçilen bu kaderi kabule yanaÅŸmadığı için bütün okların hedefi.
ABD ve Batı’ya ayak uydurmanın bedelinin ülkenin bekası olduÄŸu ortaya çıkınca Ankara ile Washington arasında soÄŸuk rüzgarlar esmeye baÅŸladı. Ve ErdoÄŸan, üst üste siyasi komplolara, darbe giriÅŸimlerine maruz kaldı.
“Akıllı” bazı siyasiler, ErdoÄŸan’ı, ABD ve Batı’ya ayak uydurmamasından dolayı suçluyor. Bu güçler, Batı sistemine uygun davranmanın bedelini ya idrak edemediklerinden ya da ülkeyi ABD’nin dümen suyuna sokmaya fazla hevesli olduklarından hâlâ yedek kulübesinde ErdoÄŸan’ın tökezlemesini, devre dışı kalmasını bekliyorlar.
Tabii mesele ülkenin beka meselesi olduğu için devlet aklı, tüm yönleriyle harekete geçmiş durumda. ABD, Avrupa, Rusya ve İran ile ilişkiler geleneksel dış politika kodlarına göre değil, bu yeni duruma göre belirleniyor.
Bu yeni süreçte dış politikada “köklü kopuÅŸlar” veya “köklü baÄŸlaşıklıklar” beklemeyelim; ama ABD ve Avrupa’ya karşı “radikal tavırlar” alınabilir. Bunun iÅŸaretini CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan, önceki günkü konuÅŸmasında son derece açık bir ÅŸekilde verdi: “Bekamız söz konusu olunca gözümüz hiç kimseyi görmez, görmeyecektir. Ä°ttifakmış, diplomasiymiÅŸ, ticaretmiÅŸ. Ä°stikbalimiz söz konusu olduÄŸu yerde bunların hepsi hükmünü yitirir.”
BaÅŸlıktaki soruya dönersek; Ankara, bekası söz konusu olunca ABD’yi bile karşısına alabilir. Bu net olarak görülüyor.
Henüz yorum yapılmamış.